MİNİMAL INVAZIV CERRAHİ

MİNİMAL INVAZIV CERRAHİ

Minimal invaziv tekniği en genel tanımı ile 2-5 santimetrelik kesiler açılarak ciddi hastalıkların cerrahi müdahalesinin yapılmasıdır. Bu tedavi tekniği son dönemde özellikle çabuk iyileşme sağlamasından dolayı ve sağladığı diğer birçok avantaj nedeniyle hekimler tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Eğer hastalık tedavi sırasında çok ciddi bir görüş alanı gerektirmiyor ise hekimler genelde minimal invazivi tedavilerinde tercih etmektedirler. Minimal invaziv özellikle kalp ve damar hastalıklarının birçoğunun tedavisinde kullanılmaktadır.

Koroner bypass tedavisinde ve kalp kapakçığı değişiminde minimal invaziv tekniği tercih edilmekte ve bu sayede göğüs kafesinin kesilmesine gerek kalmadan bölgesel sorunlar tedavi edilmektedir. Ancak kalp hastalıklarının tedavisinde eğer bölgede aynı anda üç ve üzeri damarda değişim yapılması gerekiyorsa işte o zaman minimal invaziv kullanılamayacaktır. Ayrıca ilerlemiş akciğer rahatsızlığı olan kişilerde uygulanacak cerrahi müdahalelerde de minimal invaziv tekniği kullanılması mümkün değildir. Hastalığınızın tedavisinde minimal invaziv yönteminin çabuk iyileşme avantajı yüzünden uygulanmasını çok istiyor olabilirsiniz ancak geçireceğiniz operasyonun türü ve operasyon yapılacak noktanın uygunluğu konusunda son kararı hekiminiz sizler için verecektir. 

Laparoskopik Cerrahi ( Minimal İnvaziv Cerrahi )

Hasta uyutulduktan sonra karın boşluğuna yerleştirilen özel bir iğne ile karbondioksit gazı verilerek karın boşluğu şişirilir.  Bu gazın en belirgin özelliği çok hızlı bir şekilde emilerek vücuttan atılmasıdır. Daha sonra birkaç yerden 5 - 15 mm çaplı borular yerleştirilir. Bu aletler ucunda kamera olan optik cihazlar ve cerrahi işlemleri yapmak üzere tasarlanmış laproskoik cerrahi el aletlerinin karın boşluğuna sevk edilmesine yardımcı olurlar. Böylece büyük cerrahi kesilere ihtiyaç duyulmadan kameraların yansıttığı görüntü eşliğinde iç organlar üzerinde operasyonlar gerçekleştirilebilir.

Laparoskopik Cerrahinin Avantajları Nelerdir?

-Ameliyattan sonra daha az ağrı hissedilmesi.
-İyileşme süreci daha hızlı olması.
-Erken işe ve günlük aktivitelere dönülmesi.  
-Daha az ameliyat yeri enfeksiyonu.
-Daha az ameliyat yeri izi ve iyi kozmetik sonuçlar.
-Daha rahat ve derin nefes sayesinde akciğer komplikasyonlarının en aza indirgenmesi.
-Sporcularda çok daha az performans kaybı görülmesi.
-Ameliyat yeri fıtıklarının önlenmesi.
-Karın boşluğunda yabancı cisim unutulması riski olmaması.

Günümüzde biliyoruz ki teknik olarak mümkün olduğu sürece ve cerrahi ekibin deneyimine bağlı olarak  laparoskopik ameliyatlar açıklara tercih edilmelidir. Laparoskopik ameliyatların bazıları dünyada altın standart olarak kabul edilmektedir. Kanser cerrahisinde de laparoskopinin değeri bilimsel çevrelerce kabul edilmiştir. Operasyon sürelerinin biraz uzun olması, deneyimli cerrahi ekip gerektirmesi ve ameliyat maliyetlerinin daha yüksek olması tekniğin dezavantajları olarak söylenir.

Yorumlar (0)

Yorum Yazın